Marmara ve Ege’nin kesiştiği noktada, huzur ve doğal güzelliklerle dolu kirlenmemiş denizi bakir topraklarıyla maviyle yeşilin tüm tonlarını barındıran yüzyılların içinden günümüze Rum köylerini manastırlarını kiliselerini taşımış toplumların kaynaşarak nasıl dostluk içinde yaşadığını gösteren sakin huzurlu adamızda ilk ziyaret noktamız Kaleköy oluyor rehberimizin anlatımları köyümüzü geziyor efsanelere konu olmuş peynir kayalıklarını, Kraliçe Valentina yolunu ve Semadirek manzarasını görüyor bol bol Fotoğraf çekeceğimiz bu sakin köyden ayrılıyoruz ardından doğanın kucağında sakladığı yeşil zeytinliklerden adını alan Zeytinli Köy' e yola çıkıyoruz. Gökçeada'nın doğusunda, maviyle yeşilin kucaklaştığı bir köşede taş evlerin sıralandığı dar sokaklarıyla, bizleri zaman tünelin de hissettirecek bu köy de Gökçeada’ya özgü Madamın Dibek kahvesini deniyoruz ve Tepeköy'e gidiyor ve köyün sokaklarında keyifli bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz.Öğle yemeği molasında dileyen misafirler adanın meşhur kuzu veya oğlak tandırından dileyen misafirler ise zeytinyağlı ev yemeklerinin tadına bakabilirler serbest zamanda adanın tarihini ve kültürünü daha yakından tanımak için Gökçeada Müzesini ziyaret edebilir ve sokakları keşfederek alışveriş molası yapabilirler.Daha sonra koruma altındaki bir diğer Rum Köyü olan, nerdeyse tamamı terk edilmiş 1950 haneli, içinde sineması ve iki kilisesi olan, eskiden Türkiye'nin en büyük köyü ünvanına sahip olan Dereköy'ü geziyoruz. Köy gezilerimizin ardından Kuzulimanı Plajı'na gidiyoruz altın rengi kumsallarıyla bizi karşılıyor olacak burada vereceğimiz yüzme molası sonrası rehberimizle buluşuyor güzel anılar ve hatıralar eşliğinde Gökçeada limandan feribota binerek dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Değerli misafirlerimizi aldığımız noktalara bırakarak bir başka Eldestino Turizm gezisinde buluşmak üzere vedalaşıyoruz.