Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından çıkış işlemlerimizi tamamlayıp otelden bagajlarımız ile ayrılıyoruz. Sırbistan – Hırvatistan sınırından geçip Zagreb üzerinden devam ederek Slovenya sınırına ulaşıyoruz. Her ne kadar iki ülke de Avrupa Birliği üyesi olsa da halen aralarında gümrük ve pasaport kontrolleri devam ettiği için işlemlerimizi tamamlayarak başkent Ljublijana’ya doğru yolumuza devam ediyoruz. Varışımızla beraber bu küçük ama Avrupanın en romantik şehrinde yapacağımız yürüyüş turumuza başlıyoruz. Gezilecek yerler içinde saklı kalmış bir cevherdir Ljublijana. Turumuz sırasında bu cevherin içerisinde göreceklerimizden bazıları Preseren Meydanı, üçlü köprü, ejderha köprüsü, kale olacak. Gezimizin ardından verilecek serbest zaman sırasında nehir boyundaki kafelerde bir şeyler yiyip içebilir, hediyelik eşyalar alabilir, pazarın kurulduğu güne denk geldiyseniz kendinizi semt pazarında kaybedebilirsiniz. Rehberimizin verdiği saatte buluşarak Ljublijana’dan ayrılıyoruz ve İtalya sınırlarına geçerek Padova’ya ulaşıyoruz. Konaklayacağımız otele transfer ve geceleme otelimizde. (Sezondaki müsaitlik durumuna göre konaklama Padova bölgesi çevresi veya Mestre bölgesinde gerçekleştirilebilir.)

Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından check out işlemlerimizi tamamlayıp otelden bagajlarımız ile ayrılıyoruz. İlk olarak dünyada metre kareye en çok sanat eseri düşen Rönesans’ın en önemli şehirlerinden biri olan Floransa’ya gidiyoruz. Burada yürüyerek yapacağımız şehir turu sırasında Santa Maria del Fiore olarak anılan Floransa duomosu, vaftizhane, Senyörler Meydanı, Vecchio Sarayı, Neptün Çeşmesi, Vecchio köprüsü, Cumhuriyet Meydanı göreceklerimizden bazılarıdır. Burada vereceğimiz serbest zamanda dericiler çarşısını görmenizi ve Floransa’nın leziz etlerinin tadına bakmanızı özellikle öneririz. Serbest zamanın ardından rehberimizin söylediği yer ve zamanda buluşarak küçük ama muhteşem bir orta çağ şehri olan San Gimignano’ya doğru yola çıkıyoruz. Kendinizi zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissedecek olduğunuz San Gimignano’da, 12. ve 13. yüzyıllarda rakip soylu aileler tarafından inşa edilen 13 kuleyi ve Cisterno Meydanı’nı göreceğiz. Rehberimizin vereceği serbest zaman sırasında enginarlı ve zeytinli başta olmak üzere birçok lezzette dilim pizzaların tadına bakmayı ve şampiyon dondurmacı Dondoli’den dondurma yemeyi ihmal etmeyin. Serbest zamanın ardından bir başka orta çağ harikasına doğru yola çıkıyoruz. Dünyaca ünlü Palio adı verilen eğersiz at yarışları ile ünlenmiş Siena şehrine vardığımızda yapacağımız yürüyüş turu sırasında kendinizi gerçekten orta çağa ışınlanmış hissedeceksiniz. İtalya’nın her noktası ayrı güzeldir ancak Siena’yı asla hafızalarınızdan silemeyeceksiniz. Kıvrımlı sokakları arasından yürüyerek ulaşacağımız Campo meydanında Mangia kulesi ve Pubblico sarayı bizleri karşılayacak. Meydanın hemen arka tarafında kalan Siena Katedrali ise mimari olarak mutlaka görülmesi gereken yapılardan biri. Bu ve birçok eseri daha göreceğimiz yürüyüş turumuzun ardından serbest zamanda Siena’nın mahallelerini temsil eden flamalardan alabilir meydan etrafındaki kafelerde aperatif bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Serbest zamanın ardından rehberimiz ile buluşuyor ve otobüsümüzün bizi alacağı noktaya doğru yürüyoruz. Şimdiki istikametimiz başkent Roma. Tarihteki en önemli imparatorluklardan biri olan Roma İmparatorluğu’nun da başkenti olmuş bu tarih kokan şehre varışımızla beraber otelimize transfer ve odalara yerleşme. Geceleme otelimizde